Bugünlerde kızı Mariam’ın Cumhurbaşkanlığı danışmanlığına atanması nedeniyle konuşulan Merve Kavakçı, 1999 yılındaki olaylı Meclis oturumuyla kolektif hafızamıza yerleşti. Genel Kurul’a başörtülü katıldığı için Ecevit’in “Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz“ çağrısıyla Meclis’ten atılmıştı.Kavakçı, darbeci generallerin “Bin yıl sürecek” dedikleri 28 Şubat sürecinin sembol isimlerinden biriydi.Hanımefendinin bireysel hafızamdaki ilk izleri ise bugünkü kanaatimden biraz farklı.O günlerde üniversitede […]
Bugünlerde kızı Mariam’ın Cumhurbaşkanlığı danışmanlığına atanması nedeniyle konuşulan Merve Kavakçı, 1999 yılındaki olaylı Meclis oturumuyla kolektif hafızamıza yerleşti. Genel Kurul’a başörtülü katıldığı için Ecevit’in “Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz“ çağrısıyla Meclis’ten atılmıştı.
Kavakçı, darbeci generallerin “Bin yıl sürecek” dedikleri 28 Şubat sürecinin sembol isimlerinden biriydi.
Hanımefendinin bireysel hafızamdaki ilk izleri ise bugünkü kanaatimden biraz farklı.
O günlerde üniversitede okuyan, içi içine sığmayan bir gençtim. Seküler bir çevrede arkadaşlarımla birlikte kendimize “devrimci” diyorduk.
Herkesin farklı yaşadığı 28 Şubat’ı da bu ideolojik çevrenin “resmi görüşü” çerçevesinde algılıyordum.
Her ne kadar Kemalizmi ve onunla özdeşleşen orduya ilişme pratiğini “sapma” sayan sol bir fraksiyonu benimsesem de sınırlarım belliydi. Neticede “götürülecek” iktidar “bizden” değildi. Bu yüzden “istemem yan cebime koy” kabilinden “Ne darbe ne şeriat” diye bir üçüncü yol söylemine sığınmıştım.
Özetle o günlerde bizler için “Darbeciler kötüydü ama Kavakçı da az değildi hani!”
https://www.sabah.com.tr/ Sabah.com.tr internet sitesinden alınmaktadır.